Geçmişte Poker: Poker Alice

Alice Tubbs

Alice Tubbs, daha çok Poker Alice olarak bilinir, 1851’de İngiltere’de doğdu ancak 12 yaşındayken Virginia’ya taşındı. Alice, Amerika Birleşik Devletleri’nde büyüdü ve eğitimini burada aldı. Alice, Colorado’da tanıştığı ilk eşi Frank Duffield ile evlendi. Frank, Alice’in poker ilgisini ilk uyandıran kişiydi, tüm sorularını yanıtladı ve ona işin püf noktalarını öğretti. Frank, evlendikten birkaç yıl sonra bir dinamit patlatırken öldü, ancak Alice, Amerika Birleşik Devletleri genelinde poker oynamaya devam etti, hatta Jesse James’i öldüren ünlü Bob Ford’un sahibi olduğu Colorado’daki bir salonda çalıştı.

Alice, muazzam karakter ve ahlaka sahip bir kadındı. Ünlü bir poker oyuncusu olduğunda bile, Pazar günleri oynamayı reddetti. Hayatı boyunca, öğretmenlik de dahil olmak üzere birkaç farklı işten geçimini sağlamaya çalıştı ancak sadece orta derecede başarılı oldu, gerçek tutkusu kartlardı. Alice, kart sayma ve olasılık hesaplamada son derece iyiydi. Poker oyunları, salonlara büyük kalabalıklar çekerdi. Her kesimden erkekler, ‘Poker Alice’ ile karşılaşmak ve kraliçeye karşı şanslarını denemek için gelirdi. Alice, poker oynadığı yıllar boyunca iki yüz elli bin dolar kazandığını, bu miktarın modern parayla yaklaşık üç milyon dolar olduğunu iddia etti. Her zaman yanında iki şeyle görülürdü, belinde asılı sevdiği .38 tabancası ve ağzında çiğnenmiş bir puro.

Alice, tutumluluğuyla tanınmazdı, her büyük turnuvayı kazandığında New York’a gider ve kazancını pahalı elbiselere harcayarak en son modayı takip ederdi. Alice, çok güzel bir kadındı ve ellili yaşlarının sonlarına kadar bile çok güzel kabul edilirdi. Alice, cazibesini ve iyi görünümünü masadaki erkek oyuncuları büyülemek ve dikkatlerini dağıtmak için kullanmaktan büyük zevk alırdı.

Güney Dakota’daki bir kumarhanede krupiye olarak çalışırken, sarhoş bir madenci, diğer krupiye Warren G. Tubbs’u tehdit etti. Alice, .38 kalibrelik tabancasını çıkardı ve potansiyel saldırganı korkuttu. Tubbs ve Alice romantik bir ilişkiye girdiler ve kısa süre sonra evlendiler. Tubbs ve Alice birlikte yedi çocuk sahibi oldular. Çocuklarının bu dönemde kumar ve salon hayatının kirli ortamında büyümesini istemediler, bu yüzden çift, bulundukları yerin biraz kuzeyinde, Güney Dakota’daki Sturgis’e taşındı. Tubbs, krupiyelik becerilerinin yanı sıra yetenekli bir ev boyacısıydı. Bu, 1910’da tüberkülozdan ölünceye kadar işi ve ana geçim kaynağıydı. Günlük olarak kullandığı kurşun bazlı boyanın ve sürekli dışarıda çalışmanın, hayatını sona erdiren zatürreye yol açtığına inanılıyor. Alice, cenaze masraflarını karşılamak için alyansını rehin vermek zorunda kaldı, ancak daha sonra poker kazançlarıyla geri aldı.

Alice’in üçüncü ve son eşi George Huckert, çiftliğinde koyunlara bakıyordu. Alice’in onunla evlenmek istemediği ancak ona bin dolardan fazla borcu olduğu için evlendiği düşünülüyor, böylece borçtan kurtuldu. Huckert, bu evlilikten önce birçok kez evlenme teklif etmişti. Huckert, 1913’te öldü.

Alice, 1910’da kendi salonu ‘Poker’s Palace’ı açtı. Alt katta eğlence, kumar ve içecekler sunulurken, üst kat genelev olarak işlev gördü. Buna rağmen, salon her zaman Pazar günleri kapalıydı. Alice’in hayatının ilerleyen yıllarında yasalarla başı beladaydı, genelev işletmek, kumar oynamak ve kaçakçılık yapmak suçlarından defalarca tutuklandı. Alice, her zaman cezalarını ödedi ancak yasaların herhangi bir müdahalesi iş girişimlerini caydırmadı.

Bir Pazar günü Poker’s Palace kapalıyken, bir grup asi, sarhoş asker, Alice’in kapıyı açmasını bağırarak istedi. Alice, tabancasını çıkardı ve onları uzaklaştırmak için uyarı ateşi açtı. Kurşun yanlış ateş aldı, bir askeri öldürdü ve bir diğerini yaraladı. Bu, Alice ve altı fahişesinin tutuklanmasına neden oldu. Bunu takiben, kısa bir süre hapis yattı. Duruşmasında, kendini savunma iddiasında bulunduğu mahkemeden sonra, salonu kapatıldı.

Kaçakçılıktan tekrar tutuklandı ancak ileri yaşı nedeniyle ceza almadı. Alice, 1930’da 79 yaşında safra kesesi ameliyatı sonrası öldü. Kuzey Carolina’daki Aloysius mezarlığına gömüldü.

Alice bugün aramızda olmasa da, ünlü sözlerinden biri Poker dünyasında hala geçerliliğini koruyor. Ellerini sevinçle ovuşturur ve “Tanrı’ya şükür edin ve bahislerinizi yapın, paranızı pişmanlık duymadan alacağım.” derdi.

“Benim yaşımda sanırım örgü örmeliyim ama beş ya da altı ‘uzman’ ile poker oynamayı yemekten daha çok tercih ederim.”

MikeD

İlk Yayınlanma: 24 Şubat 2017

Geçmişte Poker: Lottie Deno

Lottie Deno

Sınır Amerika olarak adlandırılan dönem, 1800’lerin başlarında İngiliz kolonilerinin ana karada yerleşmesiyle başlar ve 1912’de son ana kara topraklarının eyalet olarak kabul edilmesiyle sona erer. Bu dönemdeki şiddet, cesaret, toz ve romantik macera duygusu, HBO’nun Deadwood gibi filmler ve televizyon programları tarafından sıklıkla abartılır.

Carlotta J. Thompkins, genellikle Lottie Deno olarak bilinir, Teksas Eyaleti’ndeki ünlü poker oyuncularından biriydi. Hayatı boyunca, Lottie birçok takma adla tanındı. Bazı yerlerde ‘San Antonio’nun Meleği’ veya ‘Kartların Kraliçesi’ olarak biliniyordu. En ünlü takma adının kökeniyle ilgili efsane, bir gece Lottie’nin, ona meydan okumaya cesaret eden, sarhoş ya da aptal her erkeğe karşı her eli kazandığını anlatır. Bunun ardından, salonun köşesinden sarhoş bir kovboy bağırdı, “Böyle kazançlarla sana Lotta Dinero demeliler!” Dinero, İspanyolca’da para demektir. Lottie, yetişkin hayatının büyük bir kısmını bu takma ad altında yaşadı, kısmen dini ailesini korumak için. Lottie, annesine ve kız kardeşine zengin bir sığır çiftçisiyle evlendiğini söyledi. Ailesi, çiftliklerinin ve tarım arazilerinin kumar kazançlarıyla finanse edildiğini öğrenmekten rahatsız olurdu. Lottie, çocukluk evine asla geri dönmedi.

Deno’nun hayatının ilk yıllarıyla ilgili çok fazla karışıklık ve yanlış bilgi vardır, hatta verilen adı ve doğum yeri bile tarihçiler arasında yoğun bir tartışma konusudur. Lottie’nin ilk yıllarıyla ilgili tartışmalar devam etse de, tarihçiler ve Teksaslılar bir konuda hemfikir olabilir; Lottie Deno, sınır Teksas‘ın en ünlü poker oyuncusuydu.

Çocukluğu ve gençlik yılları boyunca, Lottie ve babası ABD genelinde geniş çapta seyahat etti. Lottie’nin babası, önde gelen bir at yetiştiricisiydi ve emeğinin meyvelerini toplamaktan hoşlanırdı. Oldukça zengin bir adam olduğu düşünülen baba ve kızı, en pahalı masalarda oynamak için bir salondan diğerine taşınırdı. Lottie, poker oynamayı bu yolculuklarda öğrendi. Lottie’nin babası, eski batıda hayatta kalmanın bir Güneyli Belle olmaktan daha fazlası olduğuna inanıyordu. Babasının oğlu yoktu, bu yüzden en büyük kızının güçlü, akıllı, bağımsız bir kadın olmasını bekliyordu. Lottie, babası Konfederasyon Ordusu’na katıldığında sadece 17 yaşındaydı. Amerikan İç Savaşı sırasında öldü.

Babası öldükten sonra, Lottie’nin annesi onu zengin bir koca bulması için Detroit’e gönderdi. Lottie, kölesi ve dadısı Mary Poindexter eşliğinde yola çıktı. Yedi fit boyunda olduğu bildirilen Mary, Lottie’nin koruması olarak görev yaptı. Yolculuklarının bir noktasında, Lottie ve Mary paralarını bitirdi. Bunun yerine, birkaç yıl boyunca gezgin bir kumarbaz olarak yaşadı, Mississippi Nehri boyunca yukarı ve aşağı gitti. Lottie, nehir teknesi kumar salonlarında çalışmada uzmanlaştı. Mary Poindexter, Lottie’yi hayatı pahasına korudu, bir keresinde efendisine saldırmak üzere olan bir çıngıraklı yılanın üzerine atladığı ve başka bir seferde, sarhoş bir askeri tehdit ettiği için denize attığı bildirildi.

1865’te Lottie, San Antonio’ya geldi ve Thurmonds adlı zengin bir Georgia ailesi için ev kumarbazı olarak çalışmaya başladı. Lottie, bir başka poker meraklısı olan Frank Thurmond ile tanıştı ve ona aşık oldu. Frank, cinayetle suçlandı, bu yüzden çift, sınır kasabalarını ve kalelerini gezmek için San Antonio’dan ayrıldı. Bu dönemde bölgede ekonomik bir patlama yaşanıyordu. Bizon derilerine olan yüksek talep, izcilerin ve çiftçilerin ellerine ekstra para koydu; Lottie ve Frank, bu parayı kendilerine yapmayı amaçladılar.

Lottie’nin yıldızının parlamaya başladığı yer, kaba salonları ve vahşi şiddetiyle ünlü Fort Griffin’di. Mükemmel bir oyuncu olarak tanınması ve ünü, onu Vahşi Batı’nın ünlü kişiliklerinin Mount Rushmore’una yerleştirdi.

Fort Griffin, dönemin gazeteleri tarafından “Sınırda doğmuş en vahşi kumar cehennemlerinden biri” olarak tanımlanmıştı. Ayrıca Fort Griffin’in “her sabah kahvaltıda bir adamı vardı” denirdi. Fort Griffin’de geçirdiği süre boyunca, Lottie gündüzleri nadiren görülürdü, sadece kısa erzak gezileri için ve geceleri Bee Hive Saloon’da kumar oynarken veya oyunlara başkanlık ederken bulunabilirdi. Yalnızlık durumu, etrafındaki gizem havasını artırdı.

Fort Griffin’de geçirdiği süreyle ilgili yerel bir efsane, Monte Bill ve Smokey Joe adında iki düşük bahisli kumarbazın birbirlerini hile yapmakla suçladığını anlatır. Adamlar tabancalarını çekip aynı anda ateş ettiler. İki cansız beden yere yığıldı. Saklayacak bir şeyi olanlar ve hatta olmayanlar bile, yasa gelmeden önce dağıldı. Şerif salona geldiğinde, masada soğukkanlılıkla fişlerini sayan kızıl saçlı kadın dışında salon boştu. Şerif, Lottie’nin diğer müşterilerle birlikte neden kaçmadığını sordu ve Lottie sakin bir şekilde yanıtladı, “hiç çaresiz bir kadın olmadınız.” Hikayenin bazı versiyonlarında, masadaki ödül parası kayboldu ve Lottie’nin çantasında bittiği spekülasyonları yapıldı.

İyi belgelenmiş bir olayda, ünlü Vahşi Batı kumarbazı Doc Holiday, Lottie’ye poker oynarken 3.000 dolar kaybetti.

Fort Griffin’e geldikten beş yıl sonra, Frank ve Lottie New Mexico’ya taşındılar ve orada evlendiler. Frank, kendini savunurken bir adamı bıçakladıktan sonra kumar ve hedonizm hayatlarına son vermek zorunda kaldılar. Bu, Frank’in ölümcül sonuçlarla kendini savunmak zorunda kaldığı ikinci olaydı. Frank, bankacılık ve emlakta başarılı oldu, sonunda yerel bir banka zincirinin yöneticisi oldu.

Poker yılları geride kalan Lottie, toplumun saygı duyulan ve çok sevilen bir üyesi oldu. Yerel folklora göre, St. Luke Kilisesi’nin orijinal yapısı Lottie’nin poker kazançları ile finanse edildi. Frank ve Lottie, kırk yıl boyunca mutlu bir evlilik yaşadılar, ancak Lottie, Frank 1908’de öldükten sonra 26 yıl daha yaşadı. Lottie, 1934’te öldü ve Frank’in mezar taşının sol omzunun birkaç inç yanında “gözetleme koltuğunda” gömüldü.

Mike D

POKER OYNA

İlk Yayınlanma: 3 Mart 2017

Geçmişte Poker: The Dunes Casino

The Dunes

The Dunes Hotel, Las Vegas Strip’te açılan onuncu tesisti. Bellagio, şu anda eski arazisinde yer alıyor ve ünlü Dunes golf sahası birkaç kumarhane arasında bölünmüş durumda. The Dunes, 23 Mayıs 1955’te açıldı ve mimar Maxwell Starkman tarafından tasarlandı. Tesis popüler olmasına rağmen, başlangıçta ayakta kalmakta zorlandılar. Halkın dikkatini çekmek veya öfkesini uyandırmak için çaresiz bir girişimde bulunan The Dunes, Nevada’da Minsky’s Follies adlı bir üstü açık gösteri sunan ilk otel oldu. Gösteri, bir haftada 16.000 katılımla rekor kırdı, bu rekor 1990’a kadar kırılamadı. Mütevazı üstü açık başarılarına rağmen, tesis kısa sürede ciddi mali sıkıntılarla karşılaştı. Otel, stripteki en büyük ve en görkemli otellerden biriydi. Ana yatırımcılar Joseph Sullivan, Alfred Gottesman ve Bob Rice idi, ancak yıllar sonra Rhode Island’daki ünlü bir suç ailesinin başı Raymond Patriarca’nın da kumarhaneyle yakın ilişkileri olduğu ortaya çıktı. Kumarhane, para sorunları nedeniyle sadece bir yıl açık kaldıktan sonra 1956’da kapandı.

Kumarhane, 1956’da iki hırslı işadamı, Major A. Riddle ve Jake Gottlieb tarafından satın alındı. Major A. Riddle, Nevada’nın evrensel kumar merkezi olarak gelişiminde önemli bir figürdü. Riddle, çoğunlukla Kentucky ve Indiana çevresinde kırsal güneyde çiftliklerde büyüdü, ardından Chicago’ya taşındı ve başarılı bir nakliye şirketi kurdu. 1929’da Büyük Buhran, Amerikan büyüme ve icatlarının Altın Çağı’na uzun gölgesini düşürdü. Bir zamanlar büyük ve karlı olan şirketler bir gecede yoldan çıktı. Bankacılar, melankolileri içinde yüksek kulelerinden aşağıya sokaklara atladılar. Çalışkan erkekler ve kadınlar, sıcak bir çorba kasesi veya günlük bir iş haberi bekleyerek uzun kuyruklarda durdular. Bu zor mali zamanlarda, Major Riddle inanılmaz derecede zengin bir adam oldu. Bu zor mali zamanlarda, sıkı çalışma, kalabalığın önüne geçmek için yeterli değildi. Chicago, o dönemde mafya tarafından yönetiliyordu ve Major Riddle ile belirli bağlantılar hakkında fısıltılar dolaşıyordu. Nazik bir şekilde ifade etmek gerekirse, iş uygulamaları dürüst değildi, ancak açıkça söylemek gerekirse, iş uygulamaları yasadışıydı. Riddle, sürücülerine kamyonlarını kendi maaşlarından ödemelerini teşvik ederdi. Onları ödemeye yaklaştıklarında, onları kovar ve araçları elinde tutardı. Riddle’ın, The Dunes’a yaptığı ilk yatırımı finanse etmek için Teamsters Ticaret Birliği emeklilik havuzunun bir kısmını kullandığı söylentileri devam ediyor.

Tesis, 18 delikli bir golf sahası, bir çatı katı sağlık spa’sı ve 90 fit uzunluğunda bir havuzla övünüyordu. Otelin sloganı “Çöldeki Mucize” idi. The Dunes, ana girişin üzerinde nöbet tutan 25 fit uzunluğundaki fiberglas Sultan ile geniş çapta tanınıyordu. Liberace, Judy Garland ve Dean Martin gibi birçok dünya ünlüsü şarkıcı ve çeşitli türlerdeki gösteriler kumarhanede sahne aldı. 1961’de, oda sayısını 450’ye çıkaran 24 katlı bir Kuzey kulesi inşa edildi. Kumarhane, stripin en güney ucunda yer aldığından, büyük müşteri kitlelerini çekmek zordu. The Dunes’u ayakta tutmak için her türlü promosyon ve konser düzenlendi, bunlar arasında Frank Sinatra’nın Sultan kılığında sürpriz bir görünüm yaptığı ünlü bir olay da vardı.

Johnny Elvis Foster, Elvis taklitçisi olarak sahadaydı. Aslında, Johnny, Elvis henüz ölmeden önce kulüp sahnesinde çalışan ilk Elvis taklitçisiydi. 1976 ile 1978 arasında kulüpte bir ikametgahı vardı.

Major Riddle, işini tanıtmayı biliyordu, hatta bir kitap lansmanıyla aynı zamana denk gelmek için Johnny Carson’a çıktı ve konuşmayı The Dunes’a yönlendirdi. Riddle, poker oynamaya büyük bir tutku duyuyordu ancak kötü bir oyuncu olarak biliniyordu. Mafya üyeleri ve kumarbazlar, yakın ve uzak yerlerden The Oasis’e gelir ve ondan binlerce dolar alırlardı.

Bir Vegas gazetecisi, “Milyonlarca dolar Majordan çalındı.” diye yazdı. Hatta ev içi krupiyeler bile Riddle’ın cüzdanını boşaltmak için mafya üyeleriyle işbirliği içindeydi. Riddle, hayatı boyunca Stud oyuncusuydu ve No Limit’i anlamakta zorlanıyordu. Riddle’ın kartlardaki beceri ve kurnazlık eksikliği, her fırsatta yüksek bahis oynamasını engellemedi. Bir gece Sahara’da oynarken, The Dunes’un sahiplik sertifikasını bahse koydu. Neyse ki, Riddle bu eli kazandı ancak bu tür bir spontane davranış, sonunda kumarhanesini kaybetmesine neden oldu. Şehirdeki en büyük poker oyunu The Dunes’tan The Aladdin’e, doğrudan karşısındaki bir kumarhaneye taşındığında, Riddle takip etti. The Aladdin, iki şeyle ünlüdür: Poker Onur Listesi üyesi Tom Abdo’nun yüksek bahisli bir oyun sırasında orada ölmesi ve Major Riddle’ın poker masalarında bir kumarhaneyi kaybetmesi. Bir yıl içinde, Riddle’ın %90’lık sahiplik payı %15’e düştü, daha sonra bunu da kaybetti.

Major Riddle, Büyük Buhran sırasında olduğu gibi, kendini yerden kaldırdı ve devam etti, birkaç kumarhane ve otelde hisseler satın aldı. Ardından 1977’de Thunderbird Casino’yu satın aldı ve adını Silverbird olarak değiştirdi. Riddle, ünlü profesyoneller Doyle Brunson ve Eric Drache’yi yeni büyük oyunlar kurmak için getirdi. Silverbird’deki satın alımlar, Aladdin veya The Dunes’taki kadar yüksek değildi. Bir adamın tüm bir kumarhaneyi kaybedebileceği kadar yüksek değildi, ancak bir adamın tamamen yara almadan ayrılmayacağı kadar da düşük değildi. Riddle, akıllıca yatırımlar yaptı ve 1980’de öldüğünde zengin bir adamdı. Riddle’ın ölümüyle, Vegas’taki en büyük balık gitmişti ve birçok mafya üyesinin cüzdanları o zamandan beri daha hafifti. Riddle, Las Vegas’ın en renkli kişiliklerinden biriydi.

1979’da, Güney Kulesi inşa edildi ve oda sayısı 1300’e çıkarıldı. Kulübü satın almak için çeşitli girişimlerde bulunuldu, Howard Hughes’un satın almak için görüşmelerde bulunduğuna dair gerçekleşmemiş söylentiler de dahil. Caesars World’ün kurucuları Stuart ve Clifford Perlman, 1983’te Dunes’u 185 milyon dolara satın almayı kabul ettiler ancak satış nihayetinde gerçekleşmedi. Ayrıca 1983’te, The Dunes’ta The Oasis Casino adlı ikinci bir kumarhane inşa edildi. Ünlü Sultan heykeli, 1985’te bir elektrik arızası nedeniyle yandı. Japon yatırımcı Masao Nangaku, 1987’de kumarhaneyi 155 milyon dolara satın aldı ancak finansal bir başarı elde edemedi.

1992’de 17 Kasım’da, The Dunes, son kez emlak geliştiricisi Steve Wynn’in şirketine 75 milyon dolara satıldı. The Dunes, Nevada’da inşa edilen mega tatil köyleriyle rekabet edemedi, bu yüzden kulüp, havai fişekler ve top atışları eşliğinde büyük bir törenle yıkıldı. Bir zamanlar sevilen kumarhanenin çöküşünü 200.000’den fazla kişi izledi. Neon tabela aydınlatılmış olarak bırakıldı ve ‘Boş Yer Yok’ yazıyordu. Treasure Island Hotel ve Casino’nun İngiliz gemisi ‘HMS Britannia’dan top atışları, yıkım patlamalarıyla aynı zamana denk gelecek şekilde simüle edildi. 15 yıllık Güney Kulesi dışında her şey yok edildi. Bir gazete, töreni “Mississippi’nin batısında eşi benzeri görülmemiş bir havai fişek yağmuru altında bina düştü” diyerek tanımladı.

Bir ay sonra, daha az gösterişli bir törenle Güney Kulesi’nin yıkılması, Nevada’da mafya kontrolündeki kumar döneminin sonunu işaret etti. Bellagio’nun eski Dunes sahasında inşası sırasında, işçiler toprağa gömülü dört çanta kumarhane fişi buldular.

Mike D

Bölüm 1 – 1 Ocak 2017’den 14 Şubat 2017’ye Bölüm 3 – 1 Nisan 2017’den 31 Temmuz 2017’ye

İster yüksek bahisli nakit oyunların hayranı olun, ister çok masalı poker turnuvalarının heyecanını yaşayın, GGPoker poker meraklıları için birinci sınıf bir destinasyondur. Prestijli bir WSOP bileziği için yarışmayı, WSOP Circuit yüzüğü için sıralamalarda yükselmeyi veya klasik poker formatlarında stratejilerinizi geliştirmeyi hedefleyenler için GGPoker’da herkes için bir şeyler var. Platform, oyununuzu yükseltmek için tasarlanmış Smart HUD, PokerCraft ve entegre staking gibi yenilikçi özelliklerle kesintisiz bir çevrimiçi poker deneyimi sunar. Günlük nakit oyunlarda yükselirken veya büyük çevrimiçi serilerde hayat değiştiren ödüller için yarışırken, GGPoker, poker becerilerinizi geliştirmek ve çevrimiçi poker dünyasında başarılı olmak için en iyi ortamı sağlar. Nereden başlayacağınızdan emin değilseniz, her zaman ücretsiz poker oyunları oynayabilir ve GGPoker Okulu’nda öğrenebilirsiniz.

GGPOKER

Blog

Medya’da Vahşi Bill Hickok Efsanesi

OYUNCU PROFİLİ: “Vahşi Bill” Hickok

Poker’in Kısa ve Belirsiz Tarihi

GGPoker Blog Arşivleri – Bölüm 3

GGPoker Blog Arşivleri – Bölüm 2