OYUNCU PROFİLİ – Jack “Treetop” Straus
Şunu hayal edin: Bulutlu bir odada bir poker masası, bardakların şıngırdadığı bir ortam ve tüm bunların ortasında, masada kök salmış gibi duran, varlığı o kadar etkileyici bir figür. İşte, arkadaşlar, bu Jack “Treetop” Straus’tu, hikayeleri boyu kadar uzun olan bir poker efsanesi.
Mütevazı Başlangıçlardan Poker Yıldızlığına
Jack Straus, 16 Haziran 1930’da doğdu ve başından beri büyük işler başaracağı belliydi. Ama kim Alabama’dan bir çocuğun poker dünyasının en ikonik figürlerinden biri olacağını tahmin edebilirdi? Eğer “bir fiş ve bir sandalye” ifadesini duymuşsanız, bunu Straus’a borçlusunuz. Ama buna birazdan geleceğiz.
Peki, bir lakapta ne var? Straus’un durumunda, “Treetop” sadece havalı bir takma ad değildi. 6’6″ boyunda olan Straus’un bu adı, uzun boyuna bir göndermeydi. Ama onu öne çıkaran sadece boyu değildi. Straus’un pokerde eşsiz bir yeteneği vardı.
Bir Fiş, Bir Sandalye ve Efsanevi Bir Geri Dönüş
Hiç poker oyununda son fişinize kadar düştünüz mü? Çoğu kişi bununla fazla ilerleyemez, ama Straus öyle değildi. 1982 Dünya Poker Serisi Ana Etkinliği’nde, Straus tek bir $500 fişe kadar düşmüştü. Ama elenmek yerine, poker tarihinin en efsanevi geri dönüşlerinden birini gerçekleştirdi. Bunu nasıl yaptı? Saf kararlılık, biraz şans ve bolca yetenekle.
Efsaneye göre, fişlerini pota sürdükten ve eli kaybettikten sonra, Straus oyundan çıktığını düşündü. Ama masanın üzerindeki bir peçetenin altında tek bir fiş duruyordu. Kendini tamamen all-in ilan etmediği için oyun devam ediyordu. Ve o fişi gerçekten değerlendirdi! O andan itibaren, Straus adeta kendinden geçmiş gibi oynadı, sonunda unvanı kazandı ve “bir fiş ve bir sandalye” ifadesini ortaya çıkardı. Masaları tersine çevirmekten bahsedin!
Tüm Blöflerin Sonu
Jack Straus, blöf sanatında ustaydı ve bunu poker dünyasında efsanevi bir seviyeye taşıdı. Unutulmaz bir yüksek bahisli Texas Hold’em oyununda, bir galibiyet serisi yakalayan Straus, en az umut verici el olan 7-2 offsuit ile pre-flop yükseltmeye karar verdi. Flop 7-3-3 geldiğinde, Straus’a bir umut ışığı sundu. Bahisler kızışırken, Straus’un rakibi tahtaya overpair olduğunu ima eden önemli bir yükseltme yaptı. Muhtemelen geride olmasına rağmen, Straus, üçlü üçlüyü temsil ederek blöf yapma fırsatı gördü. Turn kartı 2 geldiğinde, Straus sahte iki çift yaptı ve blöfünü büyük bir bahisle sürdürdü.
Straus, şimdi yediler ve ikiler tutarken, psikolojik bir oyun oynamaya karar verdi. Rakibine $25 karşılığında Straus’un delik kartlarından birini görme seçeneği sundu. Rakibi, merakla kabul etti ve ikiyi seçti. Bu hamle, rakibinin Straus’un üçlü üçlü ile dolu bir ev tuttuğunu düşünmesine neden oldu. Uzun bir düşünme anından sonra, rakibi, Straus’un kurnaz oyunuyla alt edildi ve elini bıraktı. Bu ustaca blöf sadece Straus’a iki çiftle potu kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda onu poker tarihinin en yaratıcı blöfçülerinden biri olarak pekiştirdi.
Sadece Bir Poker Oyuncusundan Fazlası
Poker, şüphesiz Straus’un ilk aşkıydı, ama başka tutkuları da vardı. Texas A&M mezunu olan Straus’un üniversite basketbol takımında oynadığı söylense de, bu iddia doğrulanmamıştır. Ama bir şey kesin: Straus çok yetenekli bir adamdı. Keskin nişancı ve büyük avcı olarak bilinen Straus, hayata karşı bulaşıcı bir coşkuya sahipti.
Ama Straus’u efsane yapan sadece poker masasındaki yetenekleri veya maceraları değildi. Esprili kişiliğiyle tanınan Straus, hem poker masasında hem de dışında maceralarını anlatmayı severdi. Onun karizması ve cazibesi onu poker meraklıları arasında favori yapmıştı ve mirası bugün bile yaşamaktadır.
Kısa Kesilen Bir Miras
Ne yazık ki, Straus’un hayatı 17 Ağustos 1988’de Los Angeles’taki Bicycle Casino’da poker oynarken geçirdiği aort anevrizması sonucu kısa kesildi. Sadece 58 yaşındaydı. Ama kısa hayatında, Straus poker dünyasında silinmez bir iz bıraktı. O yılın ilerleyen zamanlarında, Poker Onur Listesi’ne ölümünden sonra dahil edildi, bu da oyuna yaptığı katkıların bir kanıtıdır.
Sonuç
Jack “Treetop” Straus sadece bir poker oyuncusundan fazlasıydı. Her anlamda bir efsaneydi, devasa bir kişilikti. Uzun boyundan büyük kişiliğine kadar, Straus karşı konulmaz bir güçtü. Geri dönüşleri, blöfleri ve zaferleri poker efsanelerinin konusudur ve mirası poker tarihinin sayfalarına sonsuza kadar kazınmıştır. Bu yüzden, bir dahaki sefere son fişinize kadar düştüğünüzde, Jack Straus’un hikayesini hatırlayın ve “bir fiş ve bir sandalye” olduğu sürece her şeyin mümkün olduğunu bilin.